Robert Pattinson-Vanity Fair Daily Röportajı..

Kendini hayvan-kanı diyetine sokmuş,Bella Swan'ın aşkına kaptırmış olan,Edward Cullen adındaki genç vampiri Robert Pattinson (22) canlandırıyor.Bella'yı ısırılmaktan korumak için James'in kolonisiyle savaşıyor.Pattinson,hem Harry Potter ve Ateş Kadehi'nde,hem de Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nda Cedric Diggory'yi ve bağımsız bir film olan "Little Ashes" de de Salvador Dali'nin gençliğini canlandırdı.

VF Daily:Senaryoyu okumadan önce Alacakaranlık'ı okumuş muydun?

Rob:Hayır.Ekran denememi yaptım ve diğer görüşmeden önce ilk üç kitabı bir haftasonunda bitirdim.

VF Daily:Kitabın üzerinde bıraktığı etki neydi tam olarak?

Rob:Kesinlikle çok sevmiştim ama -dilerim ki- başrolünü alacağım bir kitabı okumak her zaman çok garip olmuştur.

VF Daily:Edward'ı oynamayı isteyerek mi seçmelere gittin?

Rob:Biraz,ama insanların önünde seçmeler için çıkınca kesinlikle utandım.Edward'ı nasıl oynamam gerektiği hakkında hiç bir fikrim yoktu.Zaten seçmelere gitmemin bile anlamsız olduğunu düşünüyordum;zaten cast'lardan modeller falan alacaklardı sadece.Oraya gitmem bile biraz küstahçaymış gibi hissettim.Ekran denemesine girmeden önce tam anlamıyla panik atak geçiriyordum neredeyse.

VF Daily:Ekran denemesi nasıldı?

Rob:Oyuncu seçmeleri kolayca geçti ve Kristen da çok "cool" du.Ama onun bu halinde çok ciddi birşeyler vardı.Bella'yı oynayan kızın onun gibi biri olacağını hiç beklemiyordum.Onun profesyonelliği,rolüm olmadığı zamanlar çenemi kapamaya yetmişti.Ayrıca bana ciddileşmeyi gösterdi bu.

VF Daily:Rolüne nasıl hazırlandın?

Rob:Tam olarak 2 haftamı "Tamam,sanki yazılmış ve gerçekte asla olamayacakmış gibi olan bu karakteri nasıl canlandırabilirim?Görünüşünden,en güçlü yönünden nasıl uzaklaşabilirim?" diye düşünerek geçirdim.Kitap Bella'nın açısından yazıldığı için,o Edward'ı takıntılı bir biçimde şehvetli olarak anlatıyor.Onda tek bir kusur bile görmüyor.İlk veya genç aşklarda bu çok geleneksel bir yoldur.Yani bu,uzun süre düşündürdü beni,ama sonunda çok basit bir şeye ulaştım;eğer birine aşıksanız,onda en ufak bir kusur bile bulamazsınız.Böylece,dünyanın en harika erkeğini oynamak zorunda olmadığımı anladım.Sadece aşık olnunan birini canlandıracaktım.

VF Daily:Edward neden bu kadar çekici?
Rob:Onun çekiciliğini asla anlayamadım ama genç kızlara çekici gelmesinin sebebi zarifliği bence.Düşündüm ki,genç kızlar,erkeklerin daha çok tehlikeli yönünü seviyor ve bende tehlikeyle empati kurdum ve bu karakterin daha zarif yönünü ortaya çıkarmaya çalıştım.Onu gerçekten inanılmaz güçlü yapmaya çalıştım ama aynı zamanda hassas biri.

VF Daily:Yani Edward'ı hassas biri olarak görüyorsun.

Rob:Evet.Hayatını basitçe ele alırsak,yaşaması için hiçbir sebep yok ve tüm yapmak istediği insana dönüşmek yada ölmek.Şimdiye kadar ölmemesinin tek sebebi,çok korkması;çünkü bir ruhu olduğunu düşünmüyor.Sonra onu tekrar insan gibi v ecanlı hissettiren Bella ile tanışıyor.Aynı zamanda,Bella'nın insan olması onu çok korumacı yapıyor.Çünkü Edward'ın süper gücü ve süper hızına rağmen Bella'yı tamamen koruyamıyor.Bella ne zaman tehlikede olsa o da tehlikede oluyor.Ve eğer Bella ölürse yada biryere giderse,o da gider.

VF Daily:Çekimini en çok sevdiğin sahne hangisiydi?

Rob:Bazı sahnelerde şaytani görünmem gerekeceğini ve insanları korkutacak derecede göz kamaştırıcı olmam gerektiğini biliyordum.Buna hazırlanmak zordu.Favori çekimim,Bella'yı vampir olduğumu söyleyip korkutmaya çalıştığım,onunsa zerre kadar korkmadığı çekimdi.

VF Daily:Doğum yerin?

Rob:Londra.

VF Daily:Kardeşlerin?

Rob:2 ablam var;Elizabeth(25) ve Victoria(27)

VF Daily:New York mu, Los Angeles mı?

Rob:İkisini de farklı sebeplerden dolayı seviyorum.Onlar madalyonun iki farklı yüzü gibi,bu yüzden birinden diğerine gitmek hoş oluyor.New York çok çılgın ve L.A.'da hiçbirşey olmaz.

VF Daily:Peki marka giyim tarzı?

Rob:Felaket görünüyor.Gerçekten,ben aynı şeyi hergün giyiyorum.Çamaşır makinesini nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
VF Daily:Hangi kitabı okuyorsun?

Rob:Dennis Potter'ın "Ticket to Ride".

VF Daily:Aşık olduğun ünlü?

Rob:Bilmiyorum.Eminim ki onun adını söylersem ve biryerde tanışma fırsatını yakalarsam,bu çok utanç verici olur.

VF Daily:En sevdiğin müzik türü?

Rob:Farklı türler,ama özellikle Blues.

VF Daily:En sevdiğin film?

Rob:The Exorcist ve One Flew over the Cuckoo’s Nest.

VF Daily:Herhangi bir müzik aleti çalıyormusun?

Rob:Evet,gitar ve piyano.

VF Daily:Laptop mu,bilgisayar mı?

Rob:Eskiden laptopları tercih ederdim ve bir laptopum vardı ama sanırım bilgisayarları daha çok seven gruba dahilim.

VF Daily:Piercing yada dövmen var mı?

Rob:Hayır.

VF Daily:Hangi dilleri konuşabiliyorsun?

Rob:Biraz Fransızca biliyorum.3 yaşında bir çocuğun standartlarına göre fena değil.

VF Daily:Oyunculuk dışındaki hobilerin?

Rob:Müzik yapmayı çok severim.Aktör olmadan önce de yaptığım birşeydi zaten.Tüm yakın arkadaşlarım müzikyen ve onların şimdi albümleri var ve ben oyunculuk yapıyorum şimdi.

VF Daily:Ne tür müzik yapıyorsun?

Rob:Van Morrison-Jeff Buckley tarzı.

VF Daily:Bu sıralar yeni projelerin var mı?

Rob: "Parts Per Billion" denen şeyi yapıyorum.Bu,dünyanın sonuna karşı gelen gerçek bir aşk hikayesi.Hayatımda okuduğum en lirik senaryoya sahip.Bu aralar onunla ilgileniyorum.Çok farklı.